14 Mart 2015 Cumartesi

Boys Over Flowers - Tanıtım

Güney Kore’nin KBS2 kanalında 2009 yılında yayınlanan bir drama dizisidir. Toplam 25 bölümden oluşan ve 1 sezon süren dizimizin her bölümü 50 dk. uzunluğunda.
Yayınlandığı dönemde Güney Kore’de çok popüler olan dizimiz, içinde bulundurduğu genç oyuncuların da önünü açmış, onları Kore’nin en rağbet gören yıldızları arasına sokmuştur.
Türkiye’de TRT Okul tarafından “Yaban Çiçeği” ismiyle yayınlanmıştır.

Konusu:

Dizi, Yoko Kamio’nun yazdığı Japon manga serisine dayanmaktadır. Bu, Tayvan’daki Meteor Garden, sonrasındaki Meteor Garden 2 ve Japonya’daki Hana Yori Dango, sonrasındakiHana Yori Dango Returns’ten sonraki serinin beşinci televizyon uyarlamasıdır.
Dizimizin konusuna gelecek olursak şöyle;
ShinHwa Özel Okulu, Kore’nin en iyi ve en lüks okuludur; okula girmek de çok zordur. Kore’nin en büyük küresel şirketi ShinHwa Group‘a ait olan okul, ülkenin de ilk ve en büyük özel okuludur. ShinHwa Group’un varisi Goo Jun Pyo da bu okula gitmektedir. Goo Jun Pyo ve üç arkadaşı F4 adında bir çete oluşturmuşlardır ve okulda istedikleri gibi at koşturmaktadırlar. Kendilerine ters giden kişilerin okul hayatlarını işkence haline getirerek, okuldan attırıyorlar ya da zorla gönderiyorlardır.

Tam da bu olayların bir benzeri cereyan ederken, okulumuzda artık F4 baskılarından aşağılamalarından bıkan bir genç, tam kendini okulun terasından aşağı atacakken Geum Jan Di tarafından kurtarılır. Geum Jan Di, aslında okulda okumamaktadır ve o çocuğun kuru temizlemedeki eşyalarını teslim etmeye okula gelmiştir. Bu korkunç olay, basında yer alınca okul yönetimi zor durumda kalmış, halk tarafından kahraman olarak adlandırılan kızı, burs ile okula almak zorunda kalmıştır. Dizimiz de kızımızla, dört gencimizin çekişmelerini ve sonradan gelişen arkadaşlıklarını konu almaktadır.
Karakterler:

Geum Jan Di:

Fakir ama gururlu kızımız Geum Jan Di, okulda yaşanan olaylardan ve intihar etmeye çalışan genci kurtardıktan sonra okula girmeye hak kazanmıştır. Haksızlığa gelemeyen ve doğru olduğunu düşündüğünü pat diye söyleyen dobra birisidir. Ailesinin kuru temizleme dükkanı vardır ve maddi durumları çok iyi değildir. Okula gitmeyi ilk başta kabul etmeyen Geum Jan Di, yüzücü olma hayallerini gerçekleştirmek için okula gitmeyi kabul etmiştir. Oldukça paragöz bir ailesi vardır.

Goo Jun Pyo:

Okulun sahibi ShinHwa Grup’un varisi olan ve okuldaki en zengin çocuktur. F4 çetesinin lideridir, fazlasıyla kibirli ve her istediğini elde edebileceğini sanan birisidir. Dizinin başlarında Jan Di ve Jun Pyo birbirlerinden nefret etmektedirler, sonradan birbirlerini anlamaya başlayacaklardır.

Yoon Ji Hoon:

Kore eski cumhurbaşkanının torunudur; bir F4 üyesidir. Diğer çocuklardan farklı olan Jin Hoon, Jan Di’ye başta kötü davranmaz ve zaman zaman ona yardım eder. Ailesi hayatta değildir. Bir araba kazasında ailesini kaybeden Jin Hoon’un araba sürme fobisi vardır. Geum Jan Di dizinin başlarında Jin Hoon’dan hoşlanmaktadır.

Soo Yi Jung:

Soo Yi Jung F4’ün çapkınıdır. Çömlekçilik ve piyano çalma yeteneği vardır. Ailesi ülkenin en büyük sanat müzesinin sahibidir. Chu Ga Eul’a (Geum Jan Di’nin eski okuldan arkadaşı) aşık olduğunu fark ettikten sonra ilişkilere bakış açısı çok değişir. Her zaman arkadaşlarının yanında yer almıştır.


Song Woo Bin:

Song Woo Bin F4’ün Kazanova’sı olarak bilinir. Ailesi büyük bir inşaat şirketi yönetmektedir ve yer altı örgütleri ile bağlantıları vardır. Tam bir Amerika aşığıdır, konuşmalarında İngilizce kelimeleri çok kullanır.


-





















19 Şubat 2015 Perşembe

Joker - Sesimi Duyan Varsa


"Joker "Sesimi Duyan Varsa" adlı tracki sizin için paylaşıyor. Tüm işlemleri tamamen Joker'e ait. Kayıt Hiphop Jobz stüdyosunda alınmıştır. https://www.facebook.com/jokerfan26"

  Sözleri

 Mikrofonun karşısındayım namlunun arkasında değil

Bir çocuk parkı burası fakat mayın tarlasında
bu neyin kavgasıydı atam affet 10 kasım’da yasaklandı hem de 21.yy ortasında

Milyar dolar’lar harca şimdi mason locasından karnı doysun herkesin şeytanın sofrasında
Meydanın boş nasılsa kimse sesini çıkarmadı yok olurken bir nesil Japonya’da atom bombasıyla
Peki ya sonrası mı yüksek amerikan borsasında güçlenirken şirketler bebeğin sakat doğması
Ülkeler nükleer yarışta kimse ses çıkarmasın bilseler dahi sustular Nato burnunu sokmasın.

Birleşti milletler güney ve doğu’nun ortasında satılmış bir politika ve pkk haritasıyla
Bu plan gerçekleşmek için güneşin batmasını beklerken değişmeli kader alın yazısıyla
İstediğiniz bu mu yok olan bir aydınlık dönüp duran dünya’nın ortasında haykırdım.
Sesimi duyan varsa yumruğunu kaldırsın , sabır denen gemi çoktan bu limandan ayrıldı.

İstediğiniz bu mu yok olan bir aydınlık dönüp duran dünya’nın ortasında haykırdım.
Sesimi duyan varsa yumruğunu kaldırsın , sabır denen gemi çoktan bu limandan ayrıldı.

Ülkede terör , futbolda şike ,eğitim paralı söyle israil masum ve çocukları niçin taradı.
Düşünmez kimse ne yazık ki yetim kalanı , meydanlarda siyasilerin binlerce seçim yalanı.
Geçin bunları battıkça batmaktayız dibe , çünkü medya yalanlarına susup bakmaktayız yine.
Polis tartaklayıp biber gazı atmaktaydı diğer tarafta elinde ekmek yerde yatmaktaydı biri.

Bütün bunlar olurken hep yazmaktaydım milletin açken ve kini bi kaç kaltaklaydım.
Hiphop mu bizi birleştiren ortak payda , Ne yazık ki bir çoğunuz beklemekteyken pop’tan fayda.
Çıktı ok çoktan yaydan , hep aynı boktan rhyme’lar
Tıpkı herşeyini kaybetmiş nesle ok satmayla aynı şey şarkılarda özendirmek sokcam yapıcağınız işe.
Bırak mikrofonu Popstar hayranı.

İstediğiniz bu mu yok olan bir aydınlık dönüp duran dünya’nın ortasında haykırdım.
Sesimi duyan varsa yumruğunu kaldırsın , sabır denen gemi çoktan bu limandan ayrıldı.
İstediğiniz bu mu yok olan bir aydınlık dönüp duran dünya’nın ortasında haykırdım.
Sesimi duyan varsa yumruğunu kaldırsın , sabır denen gemi çoktan bu limandan ayrıldı.

İnsan cani , insan fani , insan işkence eder hayvanlara sonra der insanlık hali
İnsan cahil , insan zalim bu ülkedeydi kadına şiddet çocuk gelin bebeğe cinsel taciz.
İnansan ayrı , inanmasan ayrı dışlarlar inan çocuklar gitti okula hem de kar’da kış’ta.
Söylesene ne yapsın başka çare kalmamışsa , sokak çocuklarını yargılama sokak’ta yatmamışsan.

Neyse sen benim bunları yazmadığımı say , utanıp sıkılmadan internette vatan kurtardım san.
Halkını umursamaz el sallar makam arabasından ,tek istediğim mezarda dahi rahat yatamasınlar.
Herşeyi yasaklasınlar çıkarcı yavşakmısın lan? Katil polislerden medet ummak boşa nasılsa.
Yılda bir değiştirilen sistem herkes bocalasın lan , gırtlağına kadar halkı borca batırsınlar.

İstediğiniz bu mu yok olan bir aydınlık dönüp duran dünya’nın ortasında haykırdım.
Sesimi duyan varsa yumruğunu kaldırsın , sabır denen gemi çoktan bu limandan ayrıldı.
İstediğiniz bu mu yok olan bir aydınlık dönüp duran dünya’nın ortasında haykırdım.
Sesimi duyan varsa yumruğunu kaldırsın , sabır denen gemi bu limandan ayrıldı

 Joker - Sesimi Duyan Varsa 



-Zenci

Tupac Amaru Shakur

Konum Tupac. Çoğu kişi onun ölmediğine inanıyor. Onlardan biride benim.

   Bu konuda çok fazla kanıt buldum. Araştırmalar yaptım. Örneğin Tupac öldükten sonra birkaç albüm çıkıyor. Onun daha önce yaptığı söylendi fakat albümdeki bir klipte Tupac öldükten yaklaşık 1 yıl sonra piyasaya süren ayakkabıyı giyiyor. Otopsi resimlerini birçok yerde görebilirsiniz. Bu resim sahtedir. Bu videoda birçok şey açıklığa kavuşuyor. http://www.youtube.com/watch?v=GuWhJjdOmLo

   2 video daha buldum bunlarda Tupac'ı  kameraya almışlar gizlice.
http://www.tupacfans.com/alive_video.php

http://www.izlesene.com/video/esfane-rapper-2pac-yasiyor-mu/1119419?utm_source=player&utm_medium=referral&utm_campaign=player_info_izlesene_embed

  İllüminatinin amerika müzik endüstrisinin içinde olduğunu biliyorsunuz, yani şarkıcılara iki seçenek sunuluyor, ya onların dediği gibi kötü şeyler üzerine şarkı yapıcaksınız yada ünlü olamıcaksın. Eminemin ilk şarkılarına dikkatinizi çekerim ,küfürlü , sapık şarkıları vardı.Ve bu şarkıları yaptığı sürece zirvede durdu. Çünkü illüminati arkasında , fakat son şarkılarında Eminem artık onlar adına çalışmacığı sinyallerini veriyor. Rihanna'yla yaptığı düet, My Doughter şarkısı. Bunlarda gizli mesajlar var videoyu ve Türkçe sözleri okumanız gerekmektedir. Eminem aşk şarkısı şeytanı aşağılayan şarkı yapınca neden düşüş yaşadı ? Eminem'in en çok dinlenen şarkısı Rihanna'yla düetiydi. Fakat neden dergilere çıkmadı ? Hatta albümünün kapağında bir cam içindeydi Eminem, yani hayatı sınırlandırılmış kontrol ediliyor. Tupac başından beri illüminati için rap yapmadı. Bunun için rap kariyerine başladığı gibi hayatına son verildi. Daha çok gençti fakat dinleyicisi çoktu. Sıra Eminem'de, fakat yanlış anlaşılma olmasın, Tupac ölmedi, sadece kurtulmak için öldüm sinyali verdi. Nasıl mı ?

    Tupac box maçı çıkışı arkadaşıyla arabaya bindi giderken vuruldu demişlerdi,hatta bi fotoğrafı var. Fakat o fotoğrafın aynısı başka bir fotoğrafta da var, yani kopyala yapıştır yapmışlar.Aslında Tupac orda yoktu. Death Row plak şirketi başkanıyla konuştu Tupac İllüminati konusunu ve onlardan ölmüş sinyali vermeleri için yardım istedi.Büyük ihtimalle ' Saçmalığa bak ' diyeceksiniz. Fakat şu kanıtlara dikkat edin. Tupac can yeleğiyle geziyordu, tehlikede olduğunu biliyordu. Çoğu kişi gangster olduğu içindir diye düşünüyordu, fakat müzik endüstrisinin kendisiyle savaşıyordu. Tupac'ın öldüğü gece can yeleği yoktu. Her zaman giyen adam o gece mi unuttu? Ayrıca koruma süsü olarak 2 araba adam yanlarındaydı.Biri önden biri arkadan Tupac'ın arabasıysa ortadan gidiyordu.Fakat önlerini kesen kamyon ortadaki aracı vurmayı başardı. Gerisi videoya kalmış ve öndeki arabadakiler ufak sıyrıklarla kurtuldu. Tupac Kübada görüldü, 2006 yılında hatta bir garson onu gördüğü için öldürttü. Tupac hastaneye kaldırıldığında normalde gazeteciler girebiliyor hastaneye her yerde böyle ama orda yasaktı.

  Hatta bir kadın onu helikoptere çıkarken görmüş. Olayı görenlerden biri. Vurulma zaten Las Vegas mahallesinde geçiyor. Tupac onlara bol miktarda rüşvet verdiği düşünülüyor.

Ailesi cenazeyi kendi arasında yaptı, cesedi adetlerine göre gömmeleri gerekirdi ama yaktılar. Çünkü ceset falan yok ortada. Otopsi resmi Tupac'ın çok önceden çekildiği gözleri kapalı bir fotoğraf. O zamanlar Tupac'ın kolunda dövme yoktu. Bu yüzden otopsi resminde dövme olan kolunda büyük bir delik vardı. Hatta yarısı koptu sayılır. Bir mermi nasıl olurda öyle yaptı? Öldükten sonra incelediler bunun için deştiler diyeceksiniz. Otopsinin bile bir sınırı vardır. O fotoğrafı araştırın hiç bir otopsicinin bir cesede öyle yapması hakkı olduğunu sanmıyorum.

  En önemli soru Tupac nerede? Küba'da yaşıyor, hatta partilere gidiyor kimse onu tanımıyor tamamen unutuldu sayılır. Ve son bir ipucu daha, Tupac ölmeden önce albüm sayısı 1'di. Fakat öldükten sonra nasıl olurda o kadar çok parça yayınlandı ? Bize önceden yaptı denildi. Büyük bir yalan. İllüminati olayınagelince, Tupac'ın ölümünü çoktan hazırlamışlardı sinyaller veriyorlardı. Öncelikle Tupac'ın bir kadına taciz ettiği iddiası vardı 4,5 yıl hapse girmişti. Bi düşünün 75 milyon satan albümünüz var ve bi faişe almak yerine kadına taciz ediyorsunuz. Çok mu mantıklı? Tupac hapisteyken bir kişiye para ödendi, bir mahkuma ve Tupac'a saldırdı. Bu kesin birşeydir. Vurulduktan günler sonra hastaneden çıktı ve hapishaneye geri döndü.

Tupac hapiste onlarla baş edemeyeceğini anladı ve ümidini kesti. Hatta umut konulu bir şarkı bile çıkardı. Ve tesadüfe bakın ki Tupac 1996'da yani öldüğü yıl eşinden ayrıldı.  Tupac ölüm planını hapisten beri planlıyordu. Bunun için eşinden ayrıldı. Tupac kefaletini ödeyen Death Row firmasıydı karşılığında onlar adına 3 albüm çıkartacaktı.  Suçlamalar tamamen yalandı. İllüminati onu indirmek için yaptı. Ölmeden önce bir parça çıkardı sözlerinin bir kısmı böyle;
 Zenciyi öldürmek zordur bana bişi yapamazsınız. Ölücem ve sonra "İsa gibi geri gelicem!'. Tupac ortaya çıkmaya hazırlanıyor bence. İllüminati peşini bıraksın diye yaptı bu planı. Tupac öldükten sonra yayınlanan parçaların hepsi Death Row adınaydı. Onlara olan borcunun farkında, planın hazırlanmasında büyük rol oynadı sonuçta Death Row.

Birkaç kanıt daha var.
 --
Ölümü iddia edilen yazıda, 5 mermi yediği söyleniyor. "Hit em up" şarkısında;
"5 mermi yedim, hala ayaktayım sizi o.****" diyor.
Daha sonra "Biggie öldü bense hala yaşıyorum hahaha." diyor.
--
Bir güney ülkesinde kendisini restrauntta göre gazeteciyi vurdurdugu gibi bir söylentide mevcuttur.
--
Bu arada Tupac'in uğurlu sayısı 7'dir. Kendisi 7 Eylül günü vuruldu, vurulduktan 7 gün sonra 14 eylül sabahi resmi kayıtlara göre saat 04:03 (toplamı 7)'de öldü. Ve öldüğünde 25 yşındaydı. (toplamı 7)
--
Tupac'in "All Eyez On Me" kasedi 13 Subat 1996'da çıkmıştı. Tupac 13 Eylülde "öldü". arada tam 7 ay var.
--
Öldükten sonra çıkan ilk albümünün adı "The 7 Day Theory".
--
"Heaven Gotta Ghetto" klibinde Tupac'la yaşlı adamın bindiği arabanın plakası "61671". Yine yedi rastlantısı var. (6+1'ler)
--
"I Wonder If Heaven Got A Ghetto" klibinde olay "Rukahs" diye bir yerde geçiyor. Tersten okunduğunda "Rukahs" "Shakur" oluyor. Kızla beraber girdikleri oda numarasi ise 7. Arka plandaki saat ise 4:03'ü gösteriyor. Tupac'ın resmi olarak öldüüü saat. Ölmeden önce çekilmis bir klipte nasıl olurda öldüğü saat geçebilir?
--
Las Vegas'ta arabaya 12 el ateş edildi ve bunların beşi Tupac'ıi vurabildi. 12-5=7. Yine 7 rastlantısı.
--
Diğer bir madde de, diğer rapçilerle olan kavgasından dolayı (B.I.G. & Puff daddy) o günlerde sürekli korumalı ve çelik yelekle gezerdi.Vurulduğu gün hiç bir koruması silahını yanına almamış arabada bırakmışlar ve Tupac çelik yeleğini giymemişti.
--
Sonra "I ain`t Mad At Cha" klibi ölümünden bir kaç gün sonra çıktı. Bu klipte Tupac cennetteki bir melek. Klipte Tupac arkadaşıyla beraber bir tiyatrodan ayrılırken vuruluyor. Bu gerçek yaşantısındaki vuruluşuna çok benziyor.
--
Tupac'ın takma adi Makaveli. Yazılışı biraz farklı olsada, Italyan bir filozof olan Machiaveli kitaplarinda güç kazanmak ve düşmanları atlatmak için ölüm taklidi yapmayı savunan biriydi. Tupac cezaevinde Machiaveli kitapları okurdu. Kitapların adları da "Book One", "Book Two"ydu. Tupac'ın "All Eyez On Me" Cdlerinin adları da "Book One" ve Book "Two"ydu.
--
O öldükten sonraki tam 7 albümü çıktı. Ve burdaki şarkıların yarısından fazlası yeniydi. Yani daha önce kaydedipte albüm yapmadoğı şarkışar. Ve Tupac öldükten sonra 7 sene aralıklra etrafta görünüyor.
--
Makaveli The Don Killuminati The 7Day Theory,
Harfleri karıştırınca
Ok on tha 7th u think I'm dead yet I'm really alive dönmesi olayı.
--
2009'da Tupac görüldü
TMZ, Tupac Shakur’un, Yeni Orleans’ta Canlı ve içki içerken fotoğrafik kanıtı elde etti. Eğer Biz korkunç Şekilde hatalı değilsek, o 13 Yıl önce vuruldu ve Las Vegas’ta pÖldürülen TuPac olması mümkün. Bir adam gözüktü, geçen 2009 Ayı Bilmiyorum 2009'daki haber geçen hafta yazıyordu. Bourbon Street’ adındaki Barda çekildi.
Çekilen resimler yazının en başında bulunuyor.

--
Albümündeki parçalardan birinin başındaki ses şöyle diyor: "Ve Tanrı   yedi gün içinde gelirse eğer, o zaman yine görüşürüz."
--
 1994'te hapise girmeden önce   bir söyleşide 2Pac hapisten çıktıktan sonra çok daha kötü ve bunun   kendisi için bir yeniden doğuş olacağını söylemişti. Çıkınca da ismini   Makaveli olarak değiştirdi. Gerçekten yapmak istediği neydi? Yeniden doğuş derken neyi kastetmişti?
--
Yeni Makaveli albümünün   prodüktörü basitçe "Simon" diye geçiyor. Simon İsa'ya çarmıhı taşımasında yardım etmiş ve onun yeniden doğuşuna ilk tanık olan havari. Bu Suge olabilir mi?
--
Yeni albümlerinden birinin kapağında "2Pac: Dışarı, Makaveli: İçeri" diye yazıyor. Bu onun yeniden doğuşuna mı karşı geliyor?
--
2Pac'ın I Ain't Mad At Ya videosu kendisini ölürken gösteriyor ve daha sonraki video Makaveli ismiyle çıkıyor.
--
Toss It Up videosunda 2Pac, o öldüğü sırada varolmayan, Penny   Hardaway marka ayakabılarla görünüyor. Yine bazılarının dediğine gore,   Live & Die In LA videosunda arabaya binerkenki görüntüsünde giymiş   olduğu ayakkabılar, yine o öldüğünde varolmayan, Michael Jordan   ayakkabıları imiş.
--
Saldırganların bindiği Cadillac araba bulunamadı. Böyle birşey mümkün olabilir mi? Las Vegas çölün ortasında ve apaçık bir yer. Kumarhanelerin soyulma ihtimali her zaman var ve polis buna karşı hazırlıklı. Fakat 2Pac vakasında, saldırganların arabasını helikopterle aramak gibi bir şey yapılmamış. Polis işini iyi yapmamış demek yeterli   mi?
--
Scarface ve Makaveli'nin "Smile" parçasının video klibinde gözüken şahısın 2Pac   olmadığı söyleniyor. Çünkü kameraya hiç bakmıyor. Söylentiye göre onun Ohio'lu bir benzeriymiş. Klibin başında 2Pac'ın içinde öldürüldüğüne   benzer bir araba gösteriliyor ve tabi üzerinde kurşun delikleri de var. Ve sonra 2Pac (Makaveli), albümde olduğu gibi, yine İsa gibi gösteriliyor.
--
Before I Wake DVD'sinde 96 olayının bir bayan görgü tanığı Pac'ı helikopterle aldıklarını söylüyor! Röportajda kadın olay yerinde olduğunu ve Pac'ın helikoptere götürülüşünü gördüğünü söyledi. Zaten hastanede, hastane çıkışında hiçbir resminin   çekil(e)memiş olması belki de bunu doğruluyor.
--
Hit Em Up klibinde EDI 13 numaralı New Jersey forma giymiş. Biliyorsunuz 2pac 13ünde vuruldu.
--
2pac'ın öldükten sonra çıkan ilk albümünde (7 Day Theory) yer alan Hail   Mary şarkısının başında 2pac fısıltı halinde birşeyler söylüyor.   Anlaşılması çok zor ama cümlenin başı (00:05) dikkatlice dinlenince   anlaşılıyor. "They say I'm..." gerisi çok zor duyuluyor ama "dead" diyor   galiba. Yani "Ölü olduğumu söylüyorlar"
--
Çok gariptir ki Amerika'da sadece Nevada'da (Tupac'ın vurulduğu yer) ölümünü taklit etmek yasal.
--
Öldükten sonra çıkardığı albümler + gangster olmayı istemesi dahiliyette.
--
ALINTI--
 Tupac Shakur Öldü Diyorlar Ancak Şuanki Teknoloji Ve Mantıkla İnceleyin Tupac In Yaşadığını Anlarsınız Fbı Veya Devlet Onu Öldürtecekti Saten Oda Bunu Biliyordu Ve Böyle Birşey Yapmaya Karar Verdi Ve Kara Panter lerin Cüba da Olduğunu Biliyordu Dünyadada Amerikanın Emperyalizminden Kurtulmuş Kominist Bir Ül...ke Cüba Vardı Ve Onu Orada Aramalarının Mümkün Olmadını Çünkü Kara Panterlerin Cüba Koruması Altında Oldunu Biliyordu Ayrıca Niye Ortaya Çıkmadı Diyenlere Cevabım Şu : 1996 Yılında 25 Yaşında Öldü şuan 2010 Yaşı 39 Ve Yaşlı Biri Olarak Niye Ortaya Çıksın Şuan Gönüllerin Tahtında Saten Ayrıca Yaşamını Riske Atmak İstemez Bence.--

--
Rap peygamberinin 2pac adıyla çıkardığı son albüm olan all eyez on me'den 9 ay sonra makaveli adıyla çıkardığı makaveli the don killuminati the 7 day theory çıkıyor. aynı bir doğum gibi. 2pac ölüp makaveli doğuyor.
--

 50 Cent ve Tupac feat'i olan bu parçada 50 Cent nakaratta "Makaveli dönene kadar bütün gözler benim üzerimde." diyor. Şarkılardan başka çarpıcı bir gizli mesaj şudur; This Life I Lead'in nakaratında "When you see me nigga holla my set." dediği bölümü her hangi bir sound edit programıyla tersine doğru çaldığınızda "Yes, I'm alive and missing you." der, ve gerçekten net bir şekilde bu kelimeler çıkar.
Videosu : http://www.youtube.com/watch?v=WjKR4tB2kiw
--


7 Eylül Cumartesi

14:30 Tupac Suge'un ısrarıyla Mike Tyson - Bruce Seldon maçını izlemek için Las Vegas'a geldi.

20:30 Tupac maça 20:00'de gitti. Tyson 109 saniye sonra kazanan ilan edildi.Tupac'in gittiği MGM Grand'da Myke Tyson ve Bruce Seldon maçı bitti.

20:30 - 21:00 Maçın çıkışında Tupac'ın 1994'de vurulduğu gün olay sırasında orda olduğu ve iddia edilen Orlando Anderson, Tupac ve Suge Knight ve bir kaç kişi tarafından dayak yedi.


23:00 Suge Knight Las Vegas bulvarında müziği çok sesli dinlediği ve kiralık arabasında plakası olmadıgı için durduruldu. Bir kaç dakika sonra serbest bırakıldı.

23:15 Tupac ve Marion Suge Knight vuruldu. 1996 BMW 750 sedan marka arabayla Flamingo yolunda doğuya giderken ışıklarda durduklarinda yanlarında duran Cadillac marka beyaz arabadan ateş açıldı. Tupac'ın göğsüne 3 kurşun isabet etti. Suge bu olayi hafif sıyrıklarla atlattı ve hemen arabayı U dünüşü yaptırarak Tupac'ı University Medical Center'a götürdü. Tupac'ın iç kanamasını durdurmak için sağ karaciğeri alındı.

8 Eylül Pazar

11:00 Suge Knight University Medical Center'dan ayrıldı.

18:20 Tupac Shakur iyileşmek için aynı hastanede bir başka operasyona girdi.

9 Eylül Pazartesi

20:00 Metro Polisi ve Tupac'in yaklaşık 20 hayranı ve dostları bir "yanlış anlama" üzerine sözlü kavga etti. Shakur'un bayan bir arkadasi yardımıyla tansiyon düştü ve kimse tutuklanmadı.

18:00 Knight avukatlarıyla beraber polise olay hakkında yaklaşık bir saat konuştu.

11 Eylül Çarşamba

16:03 Tupac'ın öldüğü açıklandı.

19:00 Tupac'a sahte olup olmadığı anlaşılmayan otopsisi yapıldı


Ve otopsi resmi hakkında bir kaç şey:

1. Resim neden siyah beyaz?
2. Resim kalitesi neden bu kadar kötü. Vücudundaki dövmeler çok zor seçiliyor. Yüzü de sol tarafa dönmüş.
3. Birinin otopsi masasında fotoğrafını çekip yayımlamak yasal mı?
4. Doktorlar sağ omzundan uzanan göğüsünün üst tarafını niye kesti ki? Akciğerlerinin olduğu yere dikkat etmeleri gerekmiyor mu?
5. Niye resimde makaveli dövmesi yok?


Birçok video var :

http://www.youtube.com/watch?v=zeaYzhpRGUg

http://www.youtube.com/watch?feature=player_embedded&v=_-amr4hlM8g

http://www.youtube.com/watch?feature=player_embedded&v=tzQ7-ls-mNo

http://www.youtube.com/watch?feature=player_embedded&v=UX7liso82ss

http://www.youtube.com/watch?feature=player_embedded&v=K2GLEWotZ2s

http://www.youtube.com/watch?feature=player_embedded&v=RB2MVHRuxvQ

http://www.youtube.com/watch?feature=player_embedded&v=msC6X06NfBQ

http://www.youtube.com/watch?feature=player_embedded&v=mRJsh6N_ekg

http://www.youtube.com/watch?feature=player_embedded&v=msC6X06NfBQ

http://www.youtube.com/watch?feature=player_embedded&v=ObvhohQuL90

http://www.youtube.com/watch?feature=player_embedded&v=nHMMSewv4t8

http://www.youtube.com/watch?feature=player_embedded&v=-x-emHPiM3M

http://www.youtube.com/watch?feature=player_embedded&v=tzQ7-ls-mNo

 İyi günler.


-Zenci

Joker ft Allame - Piyango (İçyüz Diss)

Sözleri:

Battle yapcam derken kırdı kafayı içyüzüstü
bu kez ananla featim var ve kaydı aldım onda ben dizüstü
rapin külüstür Eskişehir'in surlarında yak kaltak bedenin
alev alsın evvelinde dinle müslüm

al bi destur daha fazla barındırmaz seni bu gezegen
hiphop'ı bok ettiniz kim kurtardı ellerinden pezevenk
fırtınayı yaratan ben eserek
beni görsen dersin Allâme bu kez ağzımdan denesen

piyango vurdu sana bu hafta ekle sil
şu an o koca götündeyim içyüz o manitan biraz beklesin
kuş da değilsin ki diyeyim embesil
lan sesin g*tüne kaçtı şimdi desene panik depresif

doğdun çünkü anan baban yaptı berdel
Batarya kamp kurar kartalların uçamadığı yerde
an meselesi mikrofonda tez gebermen
beni paramparça bölseler tam on bin tane sen eder

ilk etapta rapten önce bitirmelisin okulu
içyüz kayda sen mi girdin yoksa sevgilin mi okudu (söyle)
adına şarkı yaptığın kaşar yanında görse beni döner
ve pipine bakıp der ki 'derhal yerine sok onu
al lan amına koduğum hayalin gerçek tamam mı
battle'ı benden başka kim yapacak incir reçelinde ağlayan mı
beklediğin oldu bak dinleyip kudurun
senin yürek köpekte olsa der bu en son havlamaydı

gel karizmamdan birazcık pay kap arak
liriklerle kayda gir ve cool edit'le record ara
raple değil fakat götünün dünya çapından daha büyük olmasıyla
bir gün girebilirsin guiness rekorlara

senin surata uygun dekor yarrak söndü yıldızların
abilerin sattı hiphop'ı yanına on beşlik kız alıp
Batarya içindeyken enerjiyle hız alır
aldım elime hızarı, kesilecen ölürken içyüzün kızarır

JOKER

Yürekten bahsetmişsin gram hesabı amcığınla karıştırdın
sanırım artık gizleyemiyosun yarrağıma alıştığını
götünü saymazsak kimseden korkun yok evet biz
ananı tanıyoruz ucuz bütçeli pornolarda poz veren

leşin kıyıya vurdu resmidir bu seni deştiğimin
diyecekler ki içyüz Batarya'nın silip geçtiği piç
çatılsın ibne şimdi kaşların
bahsettiğin esmer hatunlar annenin meslektaşları!

Eskişehir'e atar ağzından nasıl çıktı?
karına bir gün huzur yok lan duyarsa Kızılcıklı
memleketime sövmeyi marifet bilen piçin
evini sordum ve kerhaneyi tarif ettiler

ufak piyasanda takıl bence fazla risk alma
Jokeri sikeyim demeden önce erkekliğini ispatla
nasıl yaşayacağını sanıyosun krallar arenasında
adın orospuyken İstanbul'un şehir tabelasında!

bence gidip rape tövbe etseydin
keşke anan seni doğurunca sifonu çekseydi
kusura bak istersen art niyetliyim
dua et de kingsize'lara seni dahil etmeyeyim

rap oyun di mi? ün istiyorsan 15 yaşında bi kız
bul ve sokrat gibi webcam'de soyun gidip
anladık tedavin için yarak beklediğini
koçum aşk parçası yapmaya devam etmeliydin

bizi dissleyen bi kız mc'sin bir ilk oldun
otur porno dergi sayfalarının boşluklarına lirik doldur
adını sidik koydum diss'i yiyip doydun
yazmasaydım keşke sikik toy bu tam 1.50 cirit boylu

amcık ağzın siikilmekten esnediyse verse'e girme
abilerin seni nankörlükle beslediyse bilmem
aslanların hükümdarlığında hiç geyik yaşar mı
şunu bil ki anca kulaklarımı sikmeyi başardın!



-Zenci

Şehinşah - Plüton

Şehinşah'ın çıkardığı son parça ve klibi cidden çok güzel. Şiddet ile önerilir.



-Zenci

Üç Yanlış Üç Ceset

Agatha Christie - Üç Yanlış Üç Ceset (Özet - İnceleme)

Adı : Üç Yanlış Üç Ceset
Yazar : Agatha Christie
Orjinal Adı : Hickory Dickory Dock

Özet ( SPOİLER UYARISI!! )



  Asla yanlış yapmayan bir kadın olan Bayan Lemon bu sabah basit bir mektupta üç hata yapmıştı. Ve bu yanlışların farkında bile değildi. Hercule Poirot kağıdı kadına uzattı. Sinirlenmemişti fakat çok şaşkındı.
   Bayan Lemon kağıdı alıp bir göz attı ve kızarmaya başladı. Kendiside çok şaşırmıştı. Biraz düşündükten sonra bunun sebebinin kız kardeşi olduğunu söyledi.
  Bu sefer  Hercule Poirot şaşırmıştı. Daha önce hiç onun kız kardeşi olabileceğini düşünmemişti. Şaşkınlıkla neler olduğunu sordu.
  Bayan Lemon'un kız  kardeşi Londra'ya taşınmıştı. 6 ay önce iş bulmaya karar vermişti ve bir öğrenci yurdunda yönetici olarak işe başlamıştı. Yurdun geneli İngiliz fakat zencilerde kalıyordu. Fakat son zamanlarda yurtta bir şeyler kaybolmaya başlamıştı. Hercule Poirot heyecanlanmaya başlamıştı. Kaybolan eşyalar garip şeylerdi ve hepsi tuhaf bir şekilde ortadan yok olmuştu yani çalınmıştı. Bayan Hubbard gençlerin çoğuna kanı ısındığı için olayı kendisi çözmek istiyor, polisi çağırmıyordu.  
  Hercule Poirot bunun sıradan bir hırsızlık olduğuna ve yurtta bir kleptoman olduğunu düşünmüştü. Fakat Bayan Lemon pek tatmin olmamıştı. Bunun üzerine Bayan Hubbard'ı ertesi gün  5 çayına davet etti.  
  Bayan Hubbard çok enşeliydi ve Hercule Poirot bunun nedenini öğrenmek istiyordu. Çalınan şeyler normal değildi. Bayan Hubbard çantasından bir not çıkardı ve çalınanların listesini okumaya başladı.
" Gece ayakkabısı ( bir çiftin teki), Bilezik ( sahte ), Pırlanta yüzük ( Çorba tabağında bulundu ), Pudriyer, Ruj, Stetoskop, Küpe, Eski flanel pantalon, Elektrik ampulleri, İpek eşarp ( Parçalanmış halde bulundu. ), Sırt Çantası ( Parçalanmış halde bulundu. ), Asitborik, Saç, Şampuanı, İğne, Yemek kitabı"
  Poirot bu olaya bayılmıştı. Ama bir anlam çıkaramamıştı. Çalınanlar birbirleriyle çok alakasızdı. Hırsızın neden bunları çaldığını düşünüyordu. Bir amaca uygun veya saplantıyla ilgili olarak mı çalınmıştı? İlk olarak listedeki eşyaları incelemeye başladı. Pırlanta yüzük dışında, değersiz şeylerdi.
  Pırlanta yüküz Patrica Lane'in annesinindi. Fakat aynı gece yüzük Valerie Hobhouse'nin çorba tabağından çıkmıştı ve bunun sadece kötü bir şaka olduğu düşünülmüştü.
  Bayan Hubbard yurdun merdivenlerinden telaşla çıkarak kapıyı açtı. O sırada merdivenlerden inen kız Bayan Hubbard'a seslenerek Bayan Nicoletisin odasında kendisini beklediğini söyledi. Kapıyı vurarak içeri girdi.
  Bayan Nicoletis onu divanda kadife yastıkların arasında sigara içerek bekliyordu. Sally Finch'in yurttan ayrılmak istediğini söyledi. Bayan Hubbard'ın haberi yoktu ve onunla konuşacağını söyleyerek odadan çıktı.
  Kapıda bir öğrenci bekliyordu. Onu görünce ayağa kalktı ve konuşmak istediğini söyledi. Bayan Hubbard'ı odasına götürdü. Kız zeki, çalışkan ve düzenli biriydi. Elizabeth Johnston kapıyı açtı ve çalışma masasını gösterdi. Diploma tezi okunmayacak hale gelmiş, üzerine yeşil mürekkep dökülmüştü. Bunu Elizabeth yapmamışı. Ayrıca dökülen mürekkep Elizabeth'e ait değildi. Başkası odaya girip yapmıştı Yurtta tek yeşil mürekkep kullanan Nigel Chapman'di.
  Bayan Hubbard aşağı inerken Sally Finch'in odasına uğradı. Sally yurttan gitmeyi istemesinin sebebi, orada olan olaylardı. Daha sonra salona inip Nigel Chapman ile konuştu. Sinirlendi ve bunu yapmadığını iddia etti. Salondaki diğer gençler artık bu işin şaka olmadığını düşünmeye başlamıştı. Bayan Hubbard, Poirot'u aradı. Poirot akşam konferans için geleceğini bildirdi. Bayan Hubbard buna sevinmişti.
 Akşam Poirot geldikten sonra yemek yendi ve bu sırada öğrencilerle tanışma fırsatı buldu. Daha sonra 45 dakika boyunca neşeli bir şekilde espiriler yaparak konuştu. En sonunda dinleyicileri selamladı.
  Öğrenciler onu alkışladılar. Aralarından Colin McNabb gelme nedenini sordu.Hercule Poirot anlattı ve en sonunda polis çağırılması gerektiğinide ekleyip Bayan Hubbard'ın odasına çıktılar. Bir süre sonra odaya Colin geldi. Poirot'la konuşmak istiyordu.Uzun süre konuştular ve Colin bu hırsızlık türü olayların piskolojik olduğunu söyledi. Konuşmanın ortasında kapı vuruldu. Kapı açıldığında Celia Austin belirdi. İçeri girdi. Suçunu itiraf edip polis çağırılmaması için yalvardı. Colin bunun sadece bir hastalık olduğunu ve Celia'yla kendisi ilgileneceğini söyledi. Fakat stetoskop, kağıtlara dökülen mürekkepler ve sırt çantasını kendisinin kesmediğini belirtti. Celia, Colin McNabb'a aşıktı ama daha önce Colin onu hiç fark etmemişti.
 Celia çaldıklarının hepsinin parasını geri ödedi ve yurttaki diğer öğrencilerde anlayışla karşıladı. Birkaç gün sonra akşam yemeğinde Colin geçikmişti. Geldiğinde ise herkese birşey duyurmak istediğini söyledi. Celia'yla gelecek yıl doktorasını bitirdikten sonra evlenmek istediklerini açıkladı. Herkes çok sevinmişti.
 Ertesi sabah Bayan Lemon geç kalmıştı. Hemen Poirot'tan özür diledi ve kardeşinin sabah aradığını, yurttaki gençlerden birinin intihar ettiğini söyledi. Gencin adı Celia Austin'di. Poirot bunu beklemiyordu. Morfin almıştı ve birde not bırakmıştı. Poirot hemen yurda gitti. Yurdun aşçısıyla konuşuyordu. Yukarıda, Bayan Hubbard'ın yanında bir müfettiş olduğunu söyledi. Bayan Hubbard, odada kendisine sorgu yapan Mühettiş Sharpe ile konuşuyordu. Poirot, Müfettiş Sharpe'ı tanıyordu. Eski bir arkadaşıydı. Müfettiş kızın neden intihar etmek istediğini anlayamamıştı. Celia birde not bırakmıştı : " Sevgili Bayan Hubbard, Çok üzgünüm. Elimden bundan başka bir şey gelmiyor." yazıyordu. Bayan Hubbard bu kağıtta bir tuhaflık olduğunu düşünmüştü. Daha sonra hatırladı. Bunu Celia yazmış olamazdı çünkü dün çekleri yazarken mürekkebi bitmişti ve o da Nigel'ın yeşil mürekkebinden doldurmuştu. Nottaki yazı mavi mürekkeple yazılmıştı. O kağıt parçasınında dün sabah kendisine çekleri verdiği mektubun içinde yazdığını düşündü. Hercule Poirot kafasını salladı ve bunun bir cinayet olduğunu söyledi.
  Müfettiş birçok kişiyi sorgulamıştı. Poirot ve Sharpe, Celia'nın Colin'in ilgisini çekmek için bu planı tek başına yaptığına inanmıyorlardı. Kız bu kadar zeki değildi. Jean Tomlison sorguda ilgi çekecek birkaç şey anlatmıştı. 4 kişi salonda tartışmışlardı. Nigel, Colin, Len ve Patrica, aralaraında tartışıyorlardı.  Tartışma zehirle cinayetten çıkmıştı. Nigel üç ayrı şekilde üç farklı zehir çalabileceğini öne atmıştı. Ve bunu üzerine iddaya girmişlerdi. Bir gece salonda masaya üç şey fırlattı. Bir tüp Hiosin tableti, bir şişe Tentür Dijitalin ve bir şişe Morfin Tartrat. Morfin şişesinin üzerince St. Catherine Hastanesi'nin etiketi vardı. Bu Celia'nın çalıştığı yerdi. En sonunda Nigel hepsini attı. Tüpü boşaltıp tabletleri şömineye attılar. Morfinide öyle. Tentür Dijitalin'i de tuvalete döktüler. Daha sonra Müfettiş Nigel'ı çağırttı. Nigel'a bu üç yolu anlattırdı. Stetoskopu Nigel almıştı. Morfini çekmecesinde saklamıştı. Nigel katil olmadığını söyleyip odadan çıktı.
  Sally Finch sorgusunda Celia'nın diğer suçlar hakkında da bilgi sahibi olduğunu söyledi ve bu yüzden öldürülmüş olabileceğini düşündü. Elizabeth sorgusunda Celia'nın sahte pasaporttan bahsettiğini söylemişti.Ertesi gün Müfettiş Sharpe arama izniyle geldi. Bütün yurdu aradılar. Poirot tekrar çalınanları incelemeye başlamıştı. Sırt çantasının benzerinden başka öğrencilerdede vardı. Satıldığı yerden aynısından aldı. Daha sonra Müfettişle buluşmaya gitti. Olayların başlangıcının sırt çantası olduğunu umuyordu.
   Ertesi gün bayan Nicoletis yurttan çıktıktan sonra bara gitmişti. Ertesi gün öldüğü haberi alındı. Poirot sırt çantalarını inceliyordu. Daha sonra Valerie'yle konuşmak için yurda gitti. Poirot pırlanta yüzüğü kuyumcu arkadaşına inceletmişti ve pırlanta değil zirkon olduğunu öğrenmişti. Pırlantayı Valerie'nin çaldığını düşünüyordu. Bir süre sonra Valerie, Celia'yı teşvik ettiğini kabul etti.  Yüzük konusundada Valerie yüzükteki pırlantaları çalmış ve yerine zikron taktırmıştı. Daha sonra geri teslim etmişti. Poirot'ın bir tahmini vardı. Kaçakçılar bu çantaların astarlarına uyuşturucu veya kaçak mücevher saklanıyordu. Bu nedenle içindeki eroini gizlice almak isterken çıkaramayınca telaşlanıp parçalamıştı.
 Patrica Nigel'a birşey itiraf etmek istemişti. Morfini onun dolabından alıp morfin şişesine karbonat koymuştu. Asıl morfiniyse karbonat şişesine koyup kendi odasında saklamıştı. Fakat Celia'nın ölümünden bir kaç gün önce şişe kaybolmuştu. Nigel bunu Müfettişe ve Poirot'a anlattı.  Daha sonra Nigel karakolda bir odada oturuyordu. O sırada ise Patrica morfini arıyordu. Telefon çaldı ve Nigel'a olduğu söylendi. Patrica, morfini kimin aldığını bildiğini söyledi .Telefonda söyleyemeyeceğini yurda gelip yüz yüze söylemesi gerektiğini dile getirdi. Hemen yola çıktılar. Patrica'nın odasına geldiklerine genç kız yerde yatıyordu. Müfettiş koşarak kızın yanına gitti ve nabzına baktı. Nigel neredeyse ağlıyordu. Müfettiş yün çorabın içine koyulmuş mermeri gösterdi. Başının arkasına bununla vurulmuş olmalıydı.
 O sırada yurtta sadece Nigel, Bayan Hubbard ve Valerie yoktu. Patrica Müfettiş'e telefon etmek için odaya girmişti ve katilde arkasından gelmişti. Patrica'nın elinde bir kaç tane kıvırcık kızıl saç teli vardı.  Poirot Valerie'nin sahte pasaportu olduğunu öğrenmişti. Ve Celia'da bunu görmüş olmalıydı. Bazen Avrupaya gidiyordu ve oradan kaçak eşyalar getiriyordu. Valerie'yi Patrica'nın cinayetiyle suçlamayacağını belirtti. Telefon edildiği sırada Valerie eczanede ilaç alıyordu. Ve daha sonra bir yere telefon edilmişti. Hercule Poirot'un kafasında canlandı. O sırada onları arayan Patrica değil Valerie'ydi. Kızın sesini çok ii bilmiyorlardı sonuçta. Yani telefonlar konıuşulduğunda aslında kız ölüydü. Suçlunun Nigel olduğunu çözmüştü Poirot.  Patrica'yı da işine karıştığı için öldürmekten çekinmemişti. Nigel'ın babasının avukatıyla görüşüyordu. Babasının ona verdiği mektubu okumak istemişti Poirot. En sonunda okuduğunda ise Nigel'ın annesini kendisi öldürdüğünü öldürdüğünü öğrenmişti.


*                         *                         *                         *                         *                         *                      


 Karakter Analizi:


Hercule Poirot : Belçikalı bir dedektif. Fazla gözlemci, dikkatli ve anlayışlı.

Felicity Lemon : Hercule Poirot'un sekreteridir. Hata yapmayan, işini ciddeye alır, hastalanmaz, yanılmaz, herşeyi bilir ve her sorunu çözen çok güzel olmayan bir kadın. Kalın telli saçları var.

Bayan Hubbard : Bayan Lemon'un kız kardeşi. Yurtta çalışıyor ve orada kalan gençlerle arası çok iyi. Yaşamının çoğunu singapurda geçirmiş dul biri. Zeki ve pratik.

Len Bateson : Yurtta kalan gençlerden biri. Kızıl saçları ve iyi biridir. Bazen çabuk öfkelenebiliyor. Tıp öğrencisi.

Nigel Chapman : Başkalarını sinirlendirmeyi seviyor, alaycı yurtta kalan bir genç. Ortaçağ tarihi okuyor ve annesi yıllar önce ölmüş.

Valerie Hobhouse : Esmer, güzel, zeki ve sert bir kız. Yurtta kalanlardan biri. Oldukça soğukkanlı.

Celia Austin : Eczacı bir genç kız. Güzel biri. Başkalarıyla pek tartışmaz ve zeki biri olduğu söylenemez.

Elizabeth Johnston : Kendisini beğenen, zeki, çalışkan genç bir öğrenci.

Patrica Lane : Gözlüklü, fazla güzel olmayan bir kız. Ayrıca fazla akıllı değil.

Colin McNabb : Ukala, yakışıklı, soğukkanlı, umursamaz ve sert bir Psikoloji Bölümü öğrencisi genç.

Sally Finch : Amerikalı güzel bir kız. Kızıl saçları var. Yurtta olanlardan sıkılmaya başlamıştı.

Jean Tomlison : Dedikoduyu seven güzel sarışın kız.

Akimbombo : Batı Afrikalı, yurtta kalanlardan biri olan genç. Konuşulanları fazla anlayamıyordu.

Bayan Nicoltis : Öğrenci yurdunun sahibi. Orta yaşlı olmasına rağmen yinede güzel Yunan asıllı bir bayan. Oldukça cimriydi.

Müfettiş Sharpe : Zeki, azimli ve uysal görünümlü bir adam.



Asıl Kahraman : Hercule Poirot

Sevilen Kahramanlar : Hercule Poirot, Bayan Hubbard, Celia Austin

Zıt - Kötü Kahraman : Nigel Chapman



Alıntı değildir. 


Tamamen kendim hazırladım. O yüzden alırken kaynak belirtin.


-Zenci

Ceza'nın -

- 8 yıl Elektrikçi olarak çalıştığını
-Freestyle'da mağlubiyeti olmadığını
-Yaklaşık 150-200 kez yurt dışında konser verdiğini
-Annesini 7 yıl süren kanser hastalığı ardından kaybettiğini
-Rapçilere "uyuşturucu kullanıyor,serseriler" diyen Kıraça karşı Rapçileri savunduğunu.
-Eskiden breakdance yaptığını
-MTV EMA da en iyi Türk sanatçı seçildiğini.
-Dünyanın en büyük HipHop organizasyonlarından Splash Fest'e katıldığını.
-"Anneme" adlı parçasının daha uzun yazıldığını ama kayıt alırken zorlandığı için kısalttığını
-Sözünün üniversitelere asıldığını
-Dünyaca ünlü Hiphop dergisi Rolling Stones' kapak olup,dergide birkaç sayfa Ceza röportajına yer verildiğini
-2004 yılına kadar kirada oturduğunu
-Kedilere ve basketbola çok ilgisi olduğunu
-Tech N9ne'ın albümüne davet edidiğini
-Ilk sözlerini 1995'te yazdığını
-Hiphop Oscarları yarışmasında en iyi albüm,sanatçı ve şarkı ödüllerini aldığını
-Isminin freestyle yarışmalarından geldiğini
-Açık Ara Bul Kon şarkısının Japonya'da uzun süre "Top 10' da kaldığını
-New York'a konser için özel istek aldığını
-Cümleleri tersten çevirebildiğini
-Üniversite okumadığını
-Kadıköy Acil'in kurucularından olduğunu
-Evin Delisi adlı giyim markasının olduğunu
-Bir ara Ekşi Sözlük yazarları ile dalaştığını
-Sırf hayranları istediği için son albümüne düet koymadığını
-Nefret'in bir albümünde beatbox yaptığını
-Engelliler için parça yaptığını ve ücretsiz konserler verdiğini
-Canlı yayında "Kahrol Israil" diyecek kadar cesur olduğunu
-Mor ve Ötesi,Sezen Aksu,Manga gibi sanatçıların konuk olduğu Ceza'nın 10. Yıl konserinin tüm gelirlerini sokak çocuklarına verdiğini
- Eurovisyon teklifi alıp geri çevirdiğini
- T.C Cumhur başkanı tarafından davet edildiğini.
Biliyor muydunuz ?


" CEZA.(Bilgin Özçalkan ) Türkçe sözlü rap müzik sanatçısı. ilk başlarda solo olarak bilinen Ceza, 1998 senesinde Dr..Fuchs ile birlikte İstanbul'un ilk rap grubu olan Nefret'i kurdu. ilk olarak 1999 yılında piyasaya çıkan ''Yeraltı Operasyonu'' adlı toplama albüme 4 parça vererek profesyonelliğe adımın atan grup, 2000 yılında Meclis-i Ala İstanbul, 2001'de Anahtar albümlerini çıkararak bir çok gence öncülük etmiştir. bazı önemli festivallerde yer alan ve sayısız konserler veren grup daha sonra çalışmalarına solo olarak devam etmişlerdir. 

2002 yılında ilk solo albümü Med Cezir'i çıkararak Türkiye'de rap müziğin saygınlığını arttıran Ceza, aynı zamanda bu albümündeki lirikalite sayesinde bir çok genç Mc'ye örnek ve ilham kaynağı olmuş, müzik sektörü ve medyanın yanı sıra, farklı kitlelerin de ilgisini çekmeyi başarmıştır. 

2004 yılında Rapstar isimli albümünü çıkarana kadar kendi konserleri dışında H2000, Rock'n Coke, Rock İstanbul, J&B Techno Festival, İstanbul Hiphop Fest, Electronica Fest, Fête de la Musique gibi birçok önemli festival ve fuarda sahne almıştır. 

Rapstar albümünün 150.000 den fazla satması sonucu yükselişe geçen ve müzik sektörünün dikkatini çeken Ceza, bu dönemde farklı tarzlardan sanatçılarla da ortak çalışmalar yaparak daha büyük kitlelerin rap müziğine aşina olmasını sağlamıştır. 

 Fatih Akın imzalı Crossing the Bridge(2005) filminde rol almış, filmdeki Ceza sahneleri uluslararası Cannes Film Festivali ve daha bir çok gösterimde ayakta alkışlanmıştır. 

''2Süper Film Birden'' adlı sinema filmi için bir soundtrack yapmış, ''Wut'' adlı filmde de şarkıları kullanılmıştır. 

Aynı yıl ''Pardon'' filmi için de bir soundtrack yapan sanatçı, bazı radyo ve tv reklamlarında da başarıyla yer almıştır. Sanatçı o yıl Das Bo, Afrob, Sammy Deluxe, Swizz Illy Idol gibi Avrupalı rapçiler ve kendi gibi rapçi olan kız kardeşi Ayben ile birlikte 5 şehirlik Almanya turuna çıkmış ve çoğunluğu yabancı olan kitlelere Türkçe rap ile hitap etmiştir. 

Sanatçı 2005'te tüm geliri genç yeteneklerin projeleri için kullanılacak olan "Hayata + Gençlik Fonu" için ''Sıra Sende'' adında bir maxi single çıkarmıştır. Sanatçı aynı yıl ''Feyz Al'' adında bir de maxi single piyasaya sürmüştür. 

Yine 2006 yılında, dilden dile bir slogan haline gelen "Fark var" isimli parçasının da içinde bulunduğu ''Yerli Plaka'' albümünü piyasaya sürmüştür. Ceza, bu albümde Türkiye'nin en önemli sanatçılarından Sezen Aksu ile ''Gelsin Hayat Bildiği Gibi'' ve Kansas'ın efsanevi rapçisi Tech N9ne ile ''Dark Places'' adlı parçalarını kaydetmiştir. 

Albümünün ilk klip parçası ''Yerli Plaka'' MTV World Chart listesine 6. sıradan giriş yapmıştır. 

Ayrıca 2006 yılında uluslararası ''Stimmen Fest'' ve ''Splash Fest'' organizasyonlarında sahne alarak, bu organizasyonlarda Türkçe sözlü müzik icra eden ilk sanatçı olmuştur. 

2007 yılında dünyaca ünlü rapçilerin sahne aldığı ve Avrupa'nın en önemli hiphop festivallerinden biri olan MTV Hiphop Open Festivali'nde sahne alan ilk Türk rapçi olmuştur. 

Oldukça başarılı geçen 2007 yılında Ceza  "MTV Europe Music Avards" ödülünü de kazanarak, başarılarına bir yenisini daha eklemiş, bu ödülü kazanan ilk Türk sanatçı olmuştur. 

2007 yılında Almanya hükümeti tarafından desteklenen bir proje kapsamında Türk, Alman, Arap ve çeşitli etnik gruplardan gençlere workshoplar yapmıştır. Proje ''Ceza & Friends'' adıyla Berlin Hebbel Tiyatrosu'nda 1 yıl boyunca devam etmiştir. 

2007 yılında Mercan Dede nin ''800'' adlı albümünde ''İstanbul, 800 ve Tutsak'' adlı parçalarda yer almıştır. Sanatçı 2007 Mayıs ayında verdiği New york konseriyle 3. kıtaya da ayak basmış, halka açık olarak düzenlenen konserde Ceza'yı binlerce Türk ve çok sayıda Amerikan vatandaşı izlemiş, saatler süren Türk yürüyüşü boyunca Newyork caddelerinde çalan Ceza şarkıları Türk ve Amerikan vatandaşlarınca büyük ilgi ile karşılanmıştır. 

Aynı sene ''9 ay son gün'' adlı tiyatro oyununun müzikleri ve ''Polis'' filminin soundtrack müziğini yapan sanatçı, yoğun konser ve iş temposu sebebi ile solo albüm yapma fırsatı bulamamış, bunun yerine  2007 Temmuz ayında internetten ücretsiz olarak yayınladığı ''Evin Delisi EP'' ile takipçilerini mutlu etmiş, diğer albümlerinde olduğu gibi genç yeteneklere de fırsat tanımıştır. 

2008 yılında, ''Happy Vibration'' projesi kapsamında Berlin Ballhaus Tiyatrosu'nda ''Dont Panic, I am Islamic'' adında workshoplara devam etmiştir. 

Bu güne kadar bir çok müzik dergisine kapak olan Ceza, 2008 yılında ''Rolling stones'' dergisine kapak olarak bir ilke daha imza atmış ve bir çok insanı şaşırtmıştır.. 

Sanatçı 2008 yılında bestelediği ''Karşı Takıma El Ver'' adlı şarkısı ile  Türkiye Olimpiyat Komitesi tarafından şeref diploması ve ''Fair play'' ödülüne layık görülerek bu ödülü alan  ilk müzisyen olmuştur. 

24 Şubat 2008'de profesyonel müzik hayatının 10. yılını kutlayan Ceza'ya bu özel gecesinde Sezen Aksu, Okan Bayülgen, Mor ve Ötesi, Ceyhun Yılmaz, Ayben, Aylin Aslım, Fairuz Derin Bulut, Demir Demirkan, Killa Hakan, İstanbul Attack, Kadıköy Acil, Burhan Öçal, Aslı, Dj Funky “C” ve Manga başta olmak üzere bir çok sanatçı dostu destek vermiş, gecenin tüm gelirleri kimsesiz çocuklar derneğine bağışlanmıştır. 

Sanatçı bu dönemde çok fazla konser vermiş, sık sık yolcuk etmesi nedeni ile rahatsızlanmış ve uzun bir dönem uçağa binmesi yasaklanmıştır. 

2008 aralık ayında Killa Hakan ile birlikte ''Bomba Plak'' adında ortak bir albüm çıkaran Ceza, albümde yer alan ''Paydos'' şarkısına animasyon tadında bir klip çekmiştir. 

Aynı yıl gösterime giren ''Chiko'' adlı filmde müzikleri kullanılmıştır. 

Sanatçının 2006 yılında piyasaya çıkan ve 3yıl boyunca çıkış yapan ''Yerli Plaka'' albümünde yer alan ''fark var'' şarkısı , öncelikle bir dizi filimde, ardından bir gsm firmasının reklamlarında kullanılmış, sonrasında sanatçının izni olmaksızın 2009 belediye seçimlerinde ülkenin tamamında, çeşitli partilerce seçim otobüslerinde çalınmıştır. 2006 yılında piyasaya çıkmasına rağmen 2009 yılına damgasını vuran  şarkıda yer alan ''fark var'' sözü tüm yurtta çeşitli sektörler tarafından slogan haline getirilmiştir. 

2009 yılının büyük bölümünü workshoplar ve konserlerle geçiren Ceza, kendisine yapılan ''Eurovision'' teklifini geri çevirerek yaz aylarında düzenlenen Türkiye'nin en önemli müzik festivallerinden biri olan Fanta Müzik Festivalinde iki headlinedan biri olarak yer almış ve yine bu dönemde festival dışında verdiği solo konserlerle Keşan, Siverek, Samsun ve Diyarbakır gibi bazı bölgelerde 50 bin üzeri rekor katılımlar olmuştur. sanatçının 2009 yılı boyunca verdiği konserlerde toplamda 1 milyondan fazla seyirci önüne çıktığı tahmin ediliyor. 

Ceza, 2009 yılında 2 gün üst üste "İstanbul Jazz Centre'' da sahne alarak bir ilke daha imza atmıştır. 

2010 piyasaya çıkan Killa Hakan ''Volume Maximum'' albümünde toplam 10 parçada yer almıştır. 

Albümde yer alan ''aller besten'' adlı parçaya klip çekilmiş ve MTV Almanya'da liste başı olmuştur.Büyük bölümü Türkçe olan parça haftalarca listede kalmayı başarabilmiştir. 

2010 yılında  15 şarkıdan oluşan ''Onuncu Köy'' adlı albümünü piyasaya sürdü. Hiç düet bulunmayan albümde Ceza, yine Türkiye ve Avruapa'dan çeşitli müzisyenlerle çalışmıştır. 

Önceki sene Fanta Festivalinde karşılaştığı yoğun ilgi nedeni ile 2010 yazında festivale tekrar davet edilmiş, yeni albümü ile bir kere daha yüzbinlere ulaşmıştır.

Sanatçı T.C. Cumhurbaşkanı tarafından 29 Ekim Cumhuriyet Resepsiyonu'na davet edilerek sanatının ne derece ciddiye alındığını bir kere daha kanıtlamış olduğu gibi, Türkiye'de rap müziğe gönül veren gençleri de gururlandırmıştır. 

Almanya'nın önde gelen rapçilerinden Kool Savaş'ın ''Futurama'' isimli şarkısında farklı ülkelerden rapçilerle birlikte yer alarak, Türk dilini bir kere daha uluslararası platformda başarı ile temsil etmiştir.

Albüm çalışmaları dışında, yerli-yabancı bir çok müzisyen ile çalışan Ceza, birbirinden değerli, derin anlamlar içeren sözleri sayesinde zamanla sosyal sorumluluk projelerinin de aranan ismi olmuştur. Savaş karşıtı, kimsesiz çocuklar yararına, korsan karşıtı, kadın istismarına karşı, suça karşı, hayvanları korumaya yönelik, enegellilerin yararına, kanserle savaş gibi bir çok önemli sosyal projeye gerek sesiyle, gerek fiilen katılımları ile destek vermiş ve bu kuruluşlar tarafından çok defa ödüllendirilmiştir. 

Sanatçı 2011 mart ayında ''Evin Delisi'' adında bir marka çıkararak iş dünyasına adımını atmıştır.

2011 Mayıs ayında sahne aldığı ''Bremen Jazzahead'' festivalinde ana sahnede büyük ilgi ile karşılanan Ceza'yı izlemeye gelenler arasında yer alan büyük müzik adamı, Montreux Jazz Festivali nin kurucusu 75 yaşındaki Claude Nobs, konser sonrası sanatçıyı bizzat tebrik etmiştir. 

Yine 2011 mayıs ayında Kansas city nin efsanevi rapçisi Tech N9ne'ın "All 6 & 7's" albümünde ''Worldwide Choppers'' adlı parçada, Tech N9ne, Busta Rhymes, Twista ve Yelawolf gibi rap müziğin dünya genelinde önemli isimleri ile birlikte yer almıştır. 

2011 çıkışlı ''40'' adlı sinema filminde santçının çeşitli şarkıları kullanılmış, filmin 2009 Osaka Film Festivalinde gösterilmesi sonucu ''açık ara bul kon'' adlı şarkının klibi japon müzik kanallarında yayınlanmış, kulağa oldukça farklı gelen nakaratının tesadüf eseri japonca da kolay telafuz edilmesi sonucu parça halk arasında hızla yayılmıştır. 

2011 yılı Temmuz ayında piyasaya çıkan ''Organize Oluyoruz Vol1'' adlı toplama albüme ''Sen de biraz delisin'' şarkısı ile destek veren sanatçı bu şarkısına bir de klip çekmiştir. 

Uzun yıllar süren bekleyişin ardından 10 Agustos 2011 de sanatçının resmi internet sitesi www.ceza.com.tr açılmıştır"



-Zenci

Allâme

Türkiye'de rap kültürünün önünde duran en büyük engellerden biri rapçi sterotipinin başıboş, kavgacı ve işsiz olarak akıllara kazınmış olmasıdır. Bu önyargıyı kaldırmak hedefiyle yola çıkan Batarya Co. ekibinin ilk toplu albümlerinin ilk parçasına çekilen klipte bu konuya değiniliyor. Bugün sanat da dahil pek çok mecrada uygulanan sansüre karşı baş kaldırmak terör olarak nitelendirilmekte. Yaftaların ve karalamaların içine boğulan türkçe rap kültürünün gerçek, saf niyetinin farkındalığına varılması ve önyargıların kalkması umuduyla.

-Allame



-Zenci

Mavi Saçlı Kız Tanıtım *SPOİLER İÇERİR

Geçen yıl arkadaşımın tavsiyesiyle aldığım fakat ismi ve adı ilgimi çekmediği için uzun süre başlamadığım kitaptır kendisi. Okuduğum da ise çok beğendiğim ve ağladığım gerçeği var birde. Size kitabı şöyle özetleyeyim:

  Burçak 14 yaşında ve bir gün annesine sırtının ağırdığını söylüyor. Annesi sınav stresi vb. kaynaklandığı ve geçeçeğini belirtiyor. Ağrıların daha da artmasıyla hastaneye götürüyorlar. Kızın lösemi olduğu ortaya çıkıyor fakat annesi bunu saklamak istiyor ve saklıyor . Bir süre sonra hastalığı ilerlediği için hastaneye yatırılıyor ve Burçak annesine gerçek hastalığını soruyor. Annesi söylemek zorunda kalıyor ve Burçak felç geçiriyor. Felç geçirirken defterine " Aman Allah'ımç Ben lösemiymişim." yazıyor . Kitapta babası defterin bu kısmının resmini çekiyor ve yayınlıyor.Burçak'ın yazısı çok kötü. Daha sonra tedavi için Almanya'ya gidiyor. Bir süre burda kaldıktan sonra doktorlar onun Amerika'ya götürülmesini tavsiye ediyor.Çünkü Burçak'ın en büyük 2. hayali amerikada okumak ve yaşamaktır. İlk hayali ise sinema oyuncusu veya ünlü biri olmaktır. Amerika'ya iyileştiği için bir armağan diye götürülüyor  ve burada çok güzel zamanlar geçiriyor. Tekrar Türkiye'ye İzmir'e dönüyor. Doğum gününe 1 hafta kaldığı için planlar vs. yapıyor. Annesi aldığı hediyeyi vermek için sabırsızlanıyor ve ailesi , arkadaşları herkes ona sağlıklı bir yaş diliyor. Bir gün rahatsızlığı artıyor ve hastaneye kaldırılıyor. Doktorların bütün çabasına rağmen kurtulamayıp 16.doğum gününe sadece 4 gün kala hayatını kaybediyor.

Kitaptan :

şu anda hastane odasındayım. biliyor musun hastalığım neymiş? lösemi. yani kan kanseri. inanamıyorum. ben kanserim. hep başkalarından duyardım ve cız ederdi ne kötü, ölücek herhalde diye düşünürdüm. oysa şimdi ben ölücek miyim? allahım niye? niye ben? annemlerde 3-4 gün önce söylediler. çok ağlamadım ilk söylediklerinde. çünkü hem inanmıyordum, hem de iyi açıkladılar. ama şimdi yavaş yavaş idrak ediyorum. ben, tanrım inanılmaz ama ben kanserim.''


****

Babası kitabın arasına küçük notlar koymuştur. Çok etkileyen yazılar vardır.

Bazılarını yazayım size :

"Sabahları,

Hasta uyanmanı istiyorum.

Hastaysan,

Yaşıyorsun demektir."

"sabaha değin

oturup bekliyorum
karanlıkta
başına
karanlık şeyler
gelmesin diye.
ve
gecenin bu saatinde
bir ben uyanığım
bir o
ben seni bekliyorum
o
benim uyumamı."

Bu mektubu da annesi yazmıştır. Kitapta yer verilmektedir.

günlerden 9 temmuz galiba saat gecenin biri.

tüm duygularım tükendi mi yoksa çok mu yoğun adlandıramıyorum, çünkü hayatımda hiç ölümü beklememiştim şu ana kadar. ölüm bana hiç gelmez sanırdım, onu tanıyana dek.

ama azrail dadandı, gitmek bilmiyor. birbiri ardına hızla gelip gidiyor yakınıma. ama böylesi korkulu bir bekleyeşim olmamıştı.

eğer anneysen, bir an düşün, yavrunun başı üstünde dönüp dolaştığını, her saniye aldı mı canını diye nefesini yokladığını. ağlamak ne güzelmiş meğer yasak olunca, anladım. ağlamak bile yasak bana, gözlerimin dolması bile yasak.

tek istediğim, sel gibi, çağlayan gibi, hiç kontrol etmeden boşalması gözlerimden yaşların. kuru kuru, için için ağlamak çok acı veriyor.

bazen kendimi ruhu alınmış mermer heykellere benzetiyorum, vursalar, kurşunlasalar işlemeyecek bir heykele. hareket ediyor, yaşamak için yiyor, konuşuyor, ama ruhu uzaktan kumandaya bağlı.

insan ne kadar yalnız, yaşamak ne çaresiz ve ne zavallı, kaderin ne oyun oynayacağını boyun bükülmüş bekliyoruz, zaman ne gösterecek diye.

keşke yukardan bakan heykelin ruhu da taş olsa ve acı çekmese, acı çekmenin sonu yok, bundan daha acısı yok.

korkuyorum, çok korkuyorum, dua bile edemiyorum kabul olmazsa diye.

bu kötü rüyadan kızımla beraber uyanmak istiyorum.

-ayla çerezcioğlu, 9 temmuz 1993-

--

"ister acıklı, ister mutlu; ister uzun,ister kısa ..
film bitiyor bir gün. olması gereken, olması gerektigi zamanda oluyor...
o an ısıklar yanıyor.. perdedeki görüntüler son'a eriyor.
seyrettikleriniz hayal oluveriyor."
ailesi

**

hep güzeldi.. hep melekti..
sonsuza kadar güzel kalmak isterdi .. hala güzel

**

http://www.izmirizmir.net/bilesenler/koseyazilari/yazi.php?yazi_no=1519 babasının ilk köşe yazısında ondan bahsedişi , özlemi..

Yazılabilecek daha çok şey var ama okumanızı tavsiye ederim.


-Zenci

Brezilyalı bir ajansın anlamlı reklamı ''Bir kitap film olduğunda hikayenin büyük bir kısmı kaybolur.'' adlı çalışması;

Brezilyalı bir ajansın anlamlı reklamı ''Bir kitap film olduğunda hikayenin büyük bir kısmı kaybolur.'' adlı çalışması;


-Zenci